Shenandoah, Jason Aldean & Luke Bryan – Sunday in the South Şarkı Sözleri
Mill worker houses lined up in a row
Another southern Sunday’s morning glow
Beneath the steeple, all the people have begun
Shakin’ hands with the man who grips the gospel gun
While in quiet prayer, the smell of dinner on the ground
Fills up the morning air, ain’t nothin’ sweeter around
I can almost hear my momma pray
“Oh Lord, forgive us when we doubt”
Another sacred Sunday in the south, alright
A ragged rebel flag flies high above it all
Poppin’ in the wind like an angry cannon ball
Now the holes of history are cold and still
They still smell the powder burning and they probably always will
And on the old town square under the barber shop pole
They sat me up in the chair when I was four years old
I can almost hear my poppa saying
“Won’t you hold still, son, stop squirming around”
Another southern Sunday’s coming down
I can almost hear the old folks say
“You’ll make it big one day, you’ll leave this town
Some other lazy Sunday you’ll be back around”, alright
I can feel the evenin’ sun go down
And all the lights in the houses one by one go out
Softly in the distance nothin’ stirs about
And the night is filled with the sound of a whippoorwill
On a Sunday in the south, alright
Just another Sunday
Just another Sunday in the south
Ooh, just another Sunday
Oh, another sacred Sunday in the south
I can hear my mama callin’, that evenin’ sun is fallin’
I missed them old sweet Sundays, ooh
Oh, another sacred Sunday
I can hear my mama callin’, in the south, alright
Yeah, just another Sunday (oh, whoa), in the south
Oh, another sacred Sunday
Shenandoah, Jason Aldean & Luke Bryan – Sunday in the South Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
Sıra sıra dizilmiş değirmen işçisi evleri
Bir başka güney pazarının sabah ışıltısı
Çan kulesinin altında, tüm insanlar başladı
İncil silahını tutan adamla el sıkışmak
Sessizce dua ederken, yerdeki yemeğin kokusu
Sabah havasını doldurur, etrafta daha tatlı bir şey yoktur
Annemin dua ettiğini duyar gibiyim.
“Tanrım, şüphe ettiğimizde bizi affet”
Güneyde bir kutsal Pazar günü daha, tamam
Yırtık pırtık bir asi bayrağı dalgalanıyor hepsinin üzerinde
Kızgın bir top güllesi gibi rüzgarda patlıyor
Şimdi tarihin delikleri soğuk ve durgun
Hala yanan barutun kokusunu alıyorlar ve muhtemelen hep alacaklar
Ve eski şehir meydanında, berber dükkanının direğinin altında
Dört yaşındayken beni sandalyeye oturttular.
Babamın şöyle dediğini duyar gibiyim
“Kıpırdamadan durmayacak mısın oğlum?”
Bir güney pazarı daha geliyor
Yaşlıların şöyle dediğini duyar gibiyim
“Bir gün büyük işler başaracaksın, bu kasabadan ayrılacaksın
Başka bir tembel Pazar günü yine buralarda olacaksın”, tamam
Akşam güneşinin battığını hissedebiliyorum
Ve evlerdeki tüm ışıklar birer birer söner
Usulca uzaklarda hiçbir şey kıpırdamıyor
Ve gece bir kırbaç kuşunun sesiyle dolar
Güneyde bir pazar günü, tamam
Sadece başka bir Pazar
Güneyde başka bir Pazar günü
Ooh, sadece başka bir Pazar
Oh, güneyde bir kutsal Pazar günü daha
Annemin sesini duyabiliyorum, akşam güneşi batıyor.
O eski tatlı pazar günlerini özledim.
Oh, başka bir kutsal Pazar günü
Annemin sesini duyabiliyorum, güneyden, tamam mı?
Evet, sadece başka bir Pazar günü (oh, whoa), güneyde
Oh, başka bir kutsal Pazar günü