Oğuz Atay Sözleri

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Oğuz Atay, yediden yetmişe herkesin ilgiyle okuduğu kitaplar kaleme almıştır. Özellikle Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabında yer verdiği Oğuz Atay ile Olric konuşmaları oldukça dikkat çekmiştir. Oğuz Atay kitap sözleri, Oğuz Atay kitap alıntıları, Oğuz Atay Tutunamayanlar sözleri ve Oğuz Atay Olric sözleri milyonlarca insana hitap etmiştir. Bu içerikte, Oğuz Atay kitap sözleri, Oğuz Atay alıntıları, Oğuz Atay Tutunamayanlar sözleri, Oğuz Atay Olric konuşmaları ve Oğuz Atay ile Olric sözlerine yer veriyor olacağız.

  • Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?
    • Ne çok şey biliyor bu insanlar Olric?
    • Herkes işine geleni biliyor efendimiz.
  • Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim.
    • Elimde değil Olric.
    • Ne efendimiz?
    • Elleri Olric, elleri…
  • Ne zoruma gidiyor biliyor musun Olric? O’na yazdıklarımı o’ndan başka herkes okuyor.
    • İnsan nedir bilir misin Olric?
    • Nedir efendimiz?
    • Ağaçları kesip onlardan kâğıt yapan sonra da o kâğıtlara ‘ağaçları koruyunuz’ yazandır.
  • Acının şiddetli oluşu değil, sürekli oluşu yoruyor bizi
  • Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı. Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.
  • Siz bilmezsiniz albayım, insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.
    • Can çekişmek nasıl bir şey bilir misin Olric?
    • Hayır efendimiz, nasıl bir şey?
    • Ona söyleyebileceğin o kadar şey varken susmaktır Olric.
  • Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
  • Beni anlamalısın çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.
  • Bazen ne yaparsan yap yaranamıyorsun. Ve yaranamadıkça yaralanıyorsun.
  • Hatırladıkça boğuluyorum. Neden babam bizi bu karanlığa boğdu? Neden bu evden bir türlü çıkamadım? Neden bütün isyanlarımı kafamda yaşadım?
  • Sen duydun mu sustuklarımı?
  • Bize öğretilen her söze inandık, yasaktır dendi kandık, hep girilmez levhalarına aldandık, bu tutulan yol yanlıştır bize.
  • Hiç şiir okumamış kadar kötüsünüz.
  • Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz.
  • Ne ölmek nefessiz kalmaktır, ne de yaşamak nefes almaktır… Yaşamak; sevilmeyi hak eden birine yaşamını harcamaktadır.
  • Ben, seni görür görmez anlamıştım: bütün kaygısız görünüşünün altında, duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu.
  • Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı.
  • Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi.
  • Kendine karşı bile hoşgörüsü yoktu. Hoşgörünün olmadığı yerde de ben yoktum.
  • Güçlü olmak artık beni yoruyor Olric, ki buralarda bilmem, hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı.
  • Hayatımın başı ve sonu belliydi, hiç olmazsa ortasını kaçırmamalıydım.
  • İnsan başkalarındaki kötülükleri görerek iyi olmaz.
  • Nereden başlıyorduk? İlk önce seviyor muyduk, yoksa ilk önce güveniyor muyduk?
  • Aklımdan çıkmıyor, aklım çıkıyor. O çıkmıyor!
  • Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış.
  • Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben.
  • Beynimi yıllık izne çıkarmak istiyorum.
    • Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric.
    • Siz gerçeksiniz de ne oluyor efendimiz?
  • Ben yaptığımda, bütün yanlışlar doğruydu.
  • Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin… Yarı içtenliğiyle dayanmam zor benim.
  • İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz.
  • Kişisel değer saydığımız şeylerin toplum baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olabileceğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.
  • Yemek koyulurken, ‘bu kadar yeter’ dedikten sonra mutlaka bir kaşık daha yemek koyan kişiye “anne” denir. Ve o her şeye değerdir.
  • Beni anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.
  • Tarih bir tahriften ibarettir. Tarih, geçmişten geleceğe uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. Bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken değil.
  • Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?
  • İnsan çok sevdiği halde neden her defasında terkedilir? Ve beklenenler, neden hep vazgeçildikten sonra gelir?
  • Son bir şans daha verme, sevgine layık olmayana. Merak etme, aşk yürek işidir ve yüreği olmayanın kalbi kırılmaz nasılsa.
  • İyi geçinmek İki kişinin kusursuz olmasıyla değil. Birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
  • Biliyor musun Olric. Artık yalnızlığı bile çok seviyorum, sırf onun eseri diye. 
  • Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti. Çünkü kendi doğrularımı yazacağım yere, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim.
  • Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?
  • Siz bilmezsiniz albayım, insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu.
  • Oysa bizim bütün güzelliğimiz, yaşadıklarımızla düşündüklerimiz arasındaki acıklı çelişkinin yansımalarından ibaretti.
  • Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını seninle çizdim ben.
  • İki kadına adamak istiyorum hayatımı. Biri “erkeğim” desin bana, diğeri sadece “baba.”
  • Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.
  • İnsanlar bozuk para gibidir. İki seçenek vardır; yazı ya da tura. Bir yüzünü gösterirken bize diğer yüzünü zaman gösterecektir.
  • Beklenen hep geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor.
  • Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için on bin kitap okumuş olmayı isterdim dedi. Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek; seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.
  • İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun.
    • Biliyor musun Olric, benim birçok dostum var.
    • Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var.
  • Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna.
    • Kolunuzdaki yaralar efendim?
    • Tutunurken oldu Olric.
    • Ya yüreğindeki yaralar efendim?
    • Tutulurken öyle oldu Olric!
    • Peki ya gözlerindeki suskunluk; ne efendim.
    • Hiç dokunma. Sus Olric.
  • Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim.
  • İnsanlardan kaçıyordum, sonunda onlarsız yapamayacağımı anladım: Senden başlıyorum.
  • Sıra bana gelince bütün işler neden böyle uzuyordu?
    • Yağmur yağıyor Olric, ıslanıyor etraf ağlasak kimse anlamaz değil mi?
    • Anlamaz efendimiz.
    • Anlasa ne olur?
    • Utanırız efendim!
    • Sevmeyi göze alan utanır mıymış Olric?
  • Sigarayı bırak artık diyordun ya bana, bende bırakmıyordum. Çünkü senin, benim için üzülüyor olmana içten içe seviniyordum.
  • Sen acıyı biriktirmeyi seversin Olric. Sen biriktirmeyi seversin. . . Hadi devam et şimdi, Kuru yaprakları. . . Deniz taşlarını. . . Gözyaşını. . . Sorulamamış soruları. . . Senden kalan sesleri. . . Yaşanamamış paylaşılmışlıkları. . . Birlikte harcamak üzere kalbinde biriktirilmiş zamanları ve hüznü. . . Ve özlemi biriktirmeye.
  • Şimdi al yalnızlığımı ört üzerine Olric. Belki o vakit bırakıp her şeyi. . . gelirim bir yerlerden başlamak için yeniden.
    • Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi?
    • Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer.
  • Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
    • Daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric?
    • Oklarımız bitene kadar efendim.
  • Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
    • Gelir mi dersin Olric?
    • Gelmez, gelemez efendimiz.
    • Neden Olric?
    • Yüreği o kadar büyük sevemez de ondan efendimiz.
  • Bir yerde söz biter. İki kişi karşılıklı kendini tekrarlamaya başlar. Yeni başlayan ilişkiler bile eskir böylece. Hemen kaçacaksın ki aklın orada kalsın.
    • En tehlikeli kelime nedir Olric?
    • Ama’dır efendim bana göre.
    • Neden Olric?
    • Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür!
    • Mesela, seni seviyorum ama. . . gibi.
  • Alışkanlıktan başka bir şey bilmedikleri için, sizin de yokluğunuza alışacaklardır.
  • İnsanları genel anlamda seviyorum ama kimseye tahammülüm yok.
  • Mutsuz sanıyorlar bizi Olric. Oysa biz mutsuz değiliz, onlar boş yere bu kadar mutlu.
  • Biri var beni ağlatan, güldürenlerden daha çok sevdiğim.
  • ‘Zamana bırakın’. Ne korkunç bir söz!
  • Acı insanları yakınlaştırırmış, hangimiz mutluyuz da bu kadar uzak kaldık birbirimize?
  • Onu hemen unutmadım doğrusu. Fakat içimden bir ses biraz bekle diyordu, sonu iyi olacak.
  • Her şey güzel olacak. Bu da geçecek. Sen güçlüsün. Diye diye, yolu yarıladık bak.
  • Çiçeklerden papatyayı, insanlardan seni sevdim.
  • Sahte olurum ya da gülünç düşerim diye, yaşamayı bir türlü beceremedik.
  • Zaten kaç kişi kaldık şurada: bakın insanlık da öldü.
  • Anlamasan da olur. Kimse anlamasa da olur. Gerçek hürriyet budur. Ben anlıyorum. Anlatamasam da olur.
    • Keşke nedir Olric?
    • Hatalarımız efendimiz.
    • Çok mu hata yaptık?
    • Keşke diyecek kadar efendim.
  • Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım; mürekkeple yazılmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım.
  • Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor.
  • Provası yok hayatın. Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.
  • Zaten senin ‘hiçin’ fesat.
  • Param vardı, yiyeceğim vardı, kitabım, evim her şeyim vardı; fakat isteğim yoktu.
  • Ne zaman hayata tutunmaya çalışsak, hep mahrem yerleri geldi elimize.
  • Güçlü olmak artık beni yoruyor Olric, ki buralarda bilmem, hangi uykunun, hangi köşesinde beklemedeyim hiç gelmeyecek olanı.
  • Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.
  • Ve yalnızlık kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde, kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler dindirdi acıyı ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
  • Seni seviyorum ve yalnız seni görüyorum. Seninle ilgiliyim başka her şeyi unutuyorum. Sözün gelişi değil bu; ben sözümün eriyim başka anlamları olsaydı sözlerimin başka anlamlara uygun kelimeler bulurdum.
  • Ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar.
  • Beklenmedik bir zamanda, beklenmedik hiçbir şey olmaz. Hiçbir zaman beklenmedik bir olayla karşılaşmaz insan. Olaylara rastlamak için yolunu sen değiştirdin. Karşı kaldırıma geçtin.
  • Herkes hafızasından, hafızasının zayıf olduğundan kolaylıkla şikayet eder; fakat asla zekasından yakınmaz. Bilmez ki hafıza, zekanın bir unsurudur.

Bu içerikte, Oğuz Atay kitap sözleri, Oğuz Atay alıntıları, Oğuz Atay tutunamayanlar sözleri ve Oğuz Atay ile Olric konuşmaları sözlerine yer verdik.